Psikanalitik terapi, bireylerin geçmiş deneyimlerini günümüzdeki düşünce ve davranışları üzerinde nasıl etkilediğini anlamamıza yardımcı olur. Freud’un geliştirdiği unutma ve hatırlama teorileri, psikanalizin temel bileşenlerindendir. Bu yazıda, Freud’un unutma ve hatırlama konusundaki görüşlerinin nasıl terapi sürecine yansıdığını ve bireylerin bilinçaltındaki anıların terapi ile nasıl açığa çıktığını inceleyeceğiz.
Freud’un teorilerine göre unutma, yalnızca anıların kaybolmasıyla değil, aynı zamanda kişiyi rahatsız edici duygulardan koruma amacı güden bir mekanizma olarak ortaya çıkar. İnsan zihni, kabul edilmesi zor ya da travmatik olayları unutmak için bilinçaltına itmeye eğilimlidir. Bu savunma mekanizması "bastırma" olarak adlandırılır ve çoğu zaman bireyler, geçmişteki travmalarını unutmak ya da çarpıtmak suretiyle bu mekanizmayı devreye sokarlar. Ancak bastırılan anılar, tamamen kaybolmazlar; bilinçaltında aktif olarak kalmaya devam ederler ve zamanla çeşitli semptomlar olarak tekrar edebilirler.
Freud’a göre unutma, nevrozun temel bir belirtisi olabilir. Nevroz, bastırılan anıların bilinçaltından çıkması ve kişiyi dolaylı yollarla etkileyen bir süreçtir. Kişi, bastırdığı anıları hatırlamasa da, bu anıların etkisi, onun düşünce ve davranışlarını şekillendirmeye devam eder. Bu durumu, danışanın terapide sergilediği davranışlarda gözlemlemek mümkündür.
Psikanalizde, unutma ve hatırlama sürecine ulaşmak için serbest çağrışım yöntemi kullanılmaktadır. Freud’un ilk dönemlerinde, hipnoz gibi tekniklerle danışanlar, bastırmış oldukları anılarına ulaşmaya çalışıyorlardı. Ancak zamanla, hipnozdan vazgeçildi ve daha derinlemesine bir yaklaşım olan serbest çağrışım ön plana çıktı. Bu teknikte, danışanlar kendiliğinden zihinlerinde akla gelen her şeyi ifade ederler.
Serbest çağrışım süreci, danışanın bilinçaltındaki dirençleri fark etmesini sağlar. Direnç, danışanın bastırdığı anılarla yüzleşmeye karşı gösterdiği bilinçli ya da bilinçaltı bir savunmadır. Freud’a göre, dirençlerin aşılması terapinin ana unsurlarından biridir. Bir danışan başlangıçta sessiz kalabilir ve anılarına dair hiçbir şey hatırlamadığını ifade edebilir. Ancak zamanla, terapist rehberliğinde, bu dirençlerin aşılması sağlanarak danışan, bastırdığı anılarla yüzleşmeye başlar.
Freud, rüyaların bilinçaltındaki bastırılmış düşüncelerin dışa vurduğu önemli bir pencere olduğunu savunmuştur. Rüya analizi, psikanalizin en önemli bileşenlerinden biridir ve danışanın bilinçaltındaki bastırılmış istek ve korkuları gün yüzüne çıkarır. Freud’a göre, rüyalar, unutulmuş ya da bastırılmış anıların en güçlü ifade bulduğu alanlardır.
Rüya analizi yoluyla, bireyler bilinçli zihinde kabul edemedikleri duygusal yükleri fark ederler. Bastırılmış anılar, zamanla danışanın davranışlarını ve düşüncelerini etkilemeye devam eder. Örneğin, bir danışan geçmişte ebeveynlerine karşı duyduğu dirençleri hatırlamıyor olsa da, terapi sürecinde aynı dirençleri terapiste karşı sergileyebilir. Bu durum, danışanın geçmişteki duygusal boşlukları dolaylı yollarla yeniden yaşamasını sağlar.
Psikanalitik terapide, dirençlerin aşılması süreci, danışanın unutmuş olduğu anıları hatırlaması ve bu anılarla yüzleşmesi için kritik bir adımdır. Bu süreç yalnızca anıların yüzeye çıkmasıyla sınırlı değildir. Aynı zamanda, danışan, bastırmış olduğu duygusal yüklerden kurtulmaya başlar. Terapi sürecinde, danışanlar zamanla, bastırdıkları anıları hatırlamaya başlarlar. Ancak Freud’un belirttiği gibi, danışanlar bazen bu anıları hatırlamasa da, terapi sırasında bunları dolaylı yollardan tekrar ederler.
Freud’a göre, hatırlamak yerine davranışla dışavurmak, danışanın aslında bir nevi anılarını “hatırlamasıdır.” Bu süreç, danışanın geçmişle yüzleşmesine ve duygusal yüklerini çözüme kavuşturmasına olanak tanır.
Unutma ve Hatırlama Süreci
Unutma ve hatırlama, insan zihninin işleyişinde derinlemesine anlamlar taşır. Freud’un psikanalizindeki bastırılmış anıların gün yüzüne çıkması, bireylerin duygusal olarak iyileşmesini sağlar ve kişisel gelişimlerini destekler. Unutma, başlangıçta bir savunma mekanizması olarak işlev görse de, psikanalitik terapi ile bu anılar bilinçli bir şekilde hatırlanabilir. Freud’un terapötik yaklaşımları, danışanların içsel dirençleri aşarak bilinçaltındaki bastırılmış anılarla yüzleşmelerine yardımcı olur. Bu süreç, danışanın sağlıklı bir şekilde geçmişiyle barışmasına ve psikolojik iyileşme sağlamasına olanak tanır.
15.07.2015 tarihli Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelik kapsamında tarafınıza Şirketimiz ile Şirketimizin ürün ve hizmetlerini tanıtmak veya pazarlamak amacıyla ticari elektronik ileti gönderilmesi için izniniz sorulmaktadır. İletişim izin tercihleriniz doğrultusunda, kimlik ve iletişim bilgileriniz; e-posta, telefon, posta veya SMS yoluyla ürün ve hizmetlerimizle ilgili sizlerle iletişime geçilmesi, reklam, tanıtım, etkinlik ve kampanyalarımız ile fırsatlarımız hakkında tarafınıza bilgi verilmesi, mobil uygulamalar üzerinden anlık olarak bildirim (push bildirim) gönderilmesi amaçlarıyla işlenecek ve bu kapsamda söz konusu ticari elektronik ileti gönderimlerinin yapılabilmesi için hizmet aldığımız üçüncü taraflarla paylaşılacaktır. Kimlik ve iletişim bilgilerinizin yukarıdaki amaçlarla işlenmesine onay vermek için ilgili kutucuğu işaretleyebilirsiniz. Dilediğiniz zaman ticari ileti gönderimini reddetme ve vermiş olduğunuz izni geri alma hakkına sahipsiniz.