Engellenme ve Ruhsal Örselenme

Engellenme ve Ruhsal Örselenme

Günlük hayatta hepimiz bazen hedeflerimize ulaşmada zorluklar yaşar, isteklerimizin engellendiği ve hayal kırıklıklarıyla karşılaştığımız anlar yaşarız. Bu tür durumlar, hayatın kaçınılmaz bir parçasıdır. Ancak bu olumsuz duyguların yönetilememesi ve sürekli hale gelmesi, ruhsal sağlığımız üzerinde ciddi etkiler yaratabilir. İşte bu yazıda, engellenme ve ruhsal örselenme gibi bireyin psikolojik sağlığını etkileyen iki önemli konuyu ele alacağız.

Engellenme: Hedeflere Ulaşamamanın Psikolojik Yansıması

Engellenme, bireyin amacına ulaşmasının, istek ve beklentilerini gerçekleştirmesinin çeşitli nedenlerle önlenmesi durumunda ortaya çıkan bir duygu durumudur. Engellenme durumu, genellikle öfke, hayal kırıklığı ve saldırganlık gibi olumsuz duygularla birlikte yaşanır. Engellenmenin nedenleri farklı olabilir, ancak her biri bireyin içsel dengesini bozarak stres, kaygı ve çatışma yaratabilir.

Engellenme ile ilişkili olarak üç ana neden öne çıkmaktadır:

Gecikme:

Bir amacın, belirlenen süre içinde gerçekleşmemesi engellenme duygusuna neden olabilir. Beklentilerle gerçeklik arasındaki bu uyuşmazlık, bireyi psikolojik açıdan zorlayabilir.

Önleme:

Hedefe ulaşmanın önlenmesi, engellenme duygusunun önemli bir diğer kaynağıdır. Bu durum bazen fiziksel nesneler, yasal engeller veya toplumsal normlarla ilgili olabilir. Örneğin, bir bireyin toplumsal kurallar veya aile baskıları nedeniyle isteklerini gerçekleştirememesi, önlenme hissi doğurabilir.

Çatışma:

Birey, aynı anda birden fazla güdü veya arzu arasında kalabilir. Bu çatışma, bireyi hem zihinsel hem de duygusal olarak zorlayabilir. Örneğin, kariyerinde yükselmek isteyen biri, aynı zamanda ailesine daha fazla zaman ayırmak isteyebilir. Bu durumda yaşanan içsel çatışma, engellenme duygusunu beraberinde getirebilir.

Engellenme ile başa çıkmak, her bireyin kendine özgü savunma mekanizmalarına başvurmasını gerektirebilir. Ancak bu mekanizmalar her zaman yeterli olmayabilir. Sürekli engellenmeye maruz kalan bireylerde, saldırganlık, stres, hatta depresyon gibi ciddi psikolojik sorunlar gelişebilir.

Ruhsal Örselenme: Zihinsel ve Duygusal Yaralar

Ruhsal örselenme, bireyin yaşadığı olumsuz olayların yarattığı derin duygusal etkileri tanımlamak için kullanılan bir kavramdır. Bu tür deneyimler bireyin zihinsel ve fiziksel sağlığını olumsuz etkileyebilir. Özellikle çocukluk döneminde yaşanan örseleyici deneyimler, bireyin hayat boyu süren psikolojik sorunlar yaşamasına neden olabilir.

Çocukluk dönemi örselenmesi, bireyin erken yaşlarda yaşadığı travmalar, istismarlar ve ihmallerden kaynaklanır. Bu travmalar, kişinin duygusal, sosyal ve zihinsel gelişimini derinden etkileyebilir. Çocukluk dönemi örselenmesi genellikle beş ana başlık altında incelenir:

Duygusal İstismar:

Çocuğun psikolojik sağlığını olumsuz etkileyen davranışlar ve tutumlar duygusal istismar olarak tanımlanır. Aile içi şiddet, tehditler, aşırı beklentiler ve sevgiden yoksun bırakma bu tür istismarın başlıca örnekleridir.

Fiziksel İstismar:

Çocuğa fiziksel zarar verme amacı güden her türlü davranış fiziksel istismar olarak kabul edilir. Bu, çocuğa vurma, dövme veya ona kasıtlı olarak zarar verme gibi şiddet içerikli eylemleri içerir.

Cinsel İstismar:

Çocuğun cinsel tacize uğraması, cinsel organlarının gösterilmesi veya pornografik amaçlarla kullanılmasını içeren her türlü eylem, cinsel istismar kapsamındadır. Bu tür istismarlar, çocuğun ruhsal sağlığı üzerinde uzun vadeli olumsuz etkiler yaratabilir.

Duygusal İhmal:

Çocuğun sevgi, ilgi ve duygusal destekten mahrum bırakılması duygusal ihmal olarak tanımlanır. Bu, çocuğun duygusal gelişimini olumsuz yönde etkileyen en yaygın sorunlardan biridir.

Fiziksel İhmal:

Çocuğun temel ihtiyaçlarının (beslenme, barınma, temizlik, sağlık) karşılanmaması durumunda fiziksel ihmal söz konusu olur. Bu tür ihmaller, çocuğun hem fiziksel hem de duygusal sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir.

Çocukluk döneminde yaşanan bu tür travmalar, bireyin yetişkinlik döneminde karşılaşabileceği psikolojik sorunların temellerini atabilir. Travmalarla başa çıkmak zor olsa da, psikoterapi ve destekleyici çevrelerle bu etkiler azaltılabilir.

Uzm. Klnk. Psk. Yağmur Akbulut