Arama yapmak için en az 3 karakter girmelisiniz
Obezite, vücuttaki yağ oranının kas oranına göre arttığı bir durum olarak tanımlanır ve genellikle kişinin boyuna göre ağırlığının artmasıyla belirlenir. Bugün birçok toplumda yaygın olarak görülen obezite, çağımızın önemli sağlık sorunlarından biri olarak kabul edilir. Vücuttaki aşırı yağ birikimi, çeşitli sağlık problemlerini tetikleyebilir ve bu durum sadece fiziksel değil, sosyal yaşamı da olumsuz etkileyebilir. Özellikle ergenlik döneminde başlayan düzensiz ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları, aşırı kilo alımına ve sonrasında obeziteye yol açabilir. Bu dönemde kazanılan sağlıklı beslenme alışkanlıkları, obezite riskini büyük ölçüde azaltabilir.
Obezite, Beden Kitle İndeksi (BKİ) adı verilen bir ölçümle belirlenir. BKİ, kilogram cinsinden ağırlığın, metre cinsinden boy uzunluğunun karesine bölünmesiyle hesaplanır ve elde edilen değere göre kişinin kilo durumu sınıflandırılır. BKİ değeri 30 ve üzeri olan bireyler obez olarak sınıflandırılır ve değer yükseldikçe durum ciddi obezite olarak değerlendirilir. BKİ'si 30'un altında olanlar ise normal veya zayıf olarak farklı kategorilere ayrılır, 20 ile 24.9 arasındaki BKİ değerine sahip bireyler normal kilolu olarak kabul edilir. BKİ'nin hesaplanmasında yaş da dikkate alınır, çünkü yaş ilerledikçe BKİ oranı da artabilir.
Obezite, çeşitli faktörlere göre sınıflandırılabilir ve bu sınıflandırmalar, obezitenin anlaşılmasında ve tedavi yöntemlerinin belirlenmesinde önemli rol oynar. İlk olarak, anatomik yapıya göre üç farklı vücut tipi ayırt edilir: ince, orta ve kalın yapılı. Bu sınıflandırma, bireyin genel görünümüne dayanır.
Cinsiyet ve yağ dağılımına göre ise, obezite iki ana tip olarak ayrılır: Android (elma tipi) ve jinoid (armut tipi) yağ dağılımı. Android tipi, yağın karın bölgesinde biriktiği erkek tipi obeziteyi; jinoid tipi ise yağın kalça ve uyluk bölgesinde biriktiği kadın tipi obeziteyi ifade eder.
Etiyolojik açıdan obezite, aşırı beslenme veya genetik faktörlere bağlı olarak gelişebilir. Fizyolojik açıdan ise, yağ hücrelerinin hacminin büyük olması veya yağ hücrelerinin sayısının fazla olması şeklinde iki temel özellik gösterir.
Obezitenin nedenleri arasında hem kalıtsal hem de çevresel faktörler bulunur. Hormonal ve sinir sistemiyle ilgili kalıtsal faktörler obeziteye yol açabilir. Hipofiz bezi, tiroid, pankreas ve cinsiyet hormonlarındaki bozukluklar, enerji düzeylerinin düşmesine ve iştahın artmasına neden olarak kilo artışını tetikleyebilir. Eğer alınan enerji, günlük aktivitelerle harcanmazsa, vücutta yağ olarak depolanır.
Çevresel faktörler, yanlış ve aşırı beslenme alışkanlıklarıyla ilişkilidir. Fazla miktarda yağlı ve şekerli gıdaların tüketilmesi obeziteye neden olabilir. Bu durum, vücuttaki enerji dengesinin bozulmasına ve kullanılmayan enerjinin yağ olarak birikmesine yol açar.
Obezite, birçok ciddi sağlık sorununa yol açabilen ve günümüzde yaygın olarak karşılaşılan bir durumdur. Kalp ve damar hastalıkları, obezite nedeniyle ortaya çıkan en yaygın sağlık sorunlarından biridir. Özellikle yaş ilerledikçe, obez bireylerde damar tıkanıklığı ve kandaki oksijen miktarının azalması gibi kalp sağlığına zararlı durumlar daha sık görülmektedir.
Ayrıca, obezite hipertansiyon riskini artırır. Bu durum, normal kilolu bireylere kıyasla obez bireylerde daha sık gözlemlenir. Kilo alıp vermenin sık yaşandığı durumlar ise safra taşlarının oluşumunu tetikleyebilir.
Gut hastalığı, kanser, tip 2 diyabet (şeker hastalığı), karaciğer hastalıkları gibi ciddi sağlık sorunları da obezite ile bağlantılıdır. Bu hastalıklar, obez bireylerde normal kilolu bireylere göre daha fazla görülür.
Obezite, kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde azaltır. Aşırı kilo, bacaklara binen yükü artırarak yürüme güçlüğüne neden olabilir ve bazı durumlarda bireylerin hareket kabiliyeti ciddi şekilde kısıtlanabilir. Deride meydana gelen sarkmalar gibi fiziksel değişikliklerin yanı sıra, obezite bireylerin sosyal hayatını da olumsuz etkileyebilir ve depresyon gibi psikolojik sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, obezite sadece fiziksel bir sağlık sorunu değil, aynı zamanda bireyin genel yaşam kalitesini etkileyen kompleks bir durumdur.
Kilo kaybı, zamanla ve kademeli bir süreçle gerçekleştiğinde en sağlıklı ve sürdürülebilir sonuçları sunar. Obezite, ciddi bir sağlık sorunu olarak kabul edilir ve uygun ve sağlıklı yöntemlerle tedavi edilmesi gerekir. Araştırmalar, ani ve aşırı kilo kaybının kas dokusunun kaybına yol açtığını ve bu durumun sağlıklı olmadığını göstermektedir. İdeal olarak, haftada 0.5-1 kg arasında kilo kaybı hedeflenmelidir.
15.07.2015 tarihli Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelik kapsamında tarafınıza Şirketimiz ile Şirketimizin ürün ve hizmetlerini tanıtmak veya pazarlamak amacıyla ticari elektronik ileti gönderilmesi için izniniz sorulmaktadır. İletişim izin tercihleriniz doğrultusunda, kimlik ve iletişim bilgileriniz; e-posta, telefon, posta veya SMS yoluyla ürün ve hizmetlerimizle ilgili sizlerle iletişime geçilmesi, reklam, tanıtım, etkinlik ve kampanyalarımız ile fırsatlarımız hakkında tarafınıza bilgi verilmesi, mobil uygulamalar üzerinden anlık olarak bildirim (push bildirim) gönderilmesi amaçlarıyla işlenecek ve bu kapsamda söz konusu ticari elektronik ileti gönderimlerinin yapılabilmesi için hizmet aldığımız üçüncü taraflarla paylaşılacaktır. Kimlik ve iletişim bilgilerinizin yukarıdaki amaçlarla işlenmesine onay vermek için ilgili kutucuğu işaretleyebilirsiniz. Dilediğiniz zaman ticari ileti gönderimini reddetme ve vermiş olduğunuz izni geri alma hakkına sahipsiniz.