Arama yapmak için en az 3 karakter girmelisiniz
Diyabet ya da şeker hastalığı, ömür boyu süren akut ve kronik komplikasyonları olan, kişiye, ailesine ve topluma maddi ve manevi yük getiren, yaşam süresini olumsuz etkileyen ve takip edilmesi gereken kronik bir hastalıktır. Dünyadaki diyabetli hasta sayısı 1980 yılında 30 milyon iken, günümüzde bu sayı 280 milyona ulaşmıştır. 2030 yılında ise dünyadaki diyabetli hasta sayısının 430 milyona ulaşacağı hesaplanmaktadır.
Diyabet, vücudumuzda pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da ürettiği insulin hormonunun etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda gerçekleşir. Normalde açlık kan şekeri 100 mg/dl’nin altındadır. Eğer kişide pre-diyabet varsa açlık kan şekeri 100-125 mg/dl arasındadır. Eğer kan şekeri 126 mg/dl veya daha yüksekse birey diyabetlidir.
Tip 1 diyabet, pankreasta bulunan ve insülin üreten beta hücrelerinin zedelenmesi ile meydana gelmektedir. Hastalar, mutlak veya göreceli bir insülin yetersizliği olduğundan ömür boyu insülin hormonunu dışardan (enjeksiyon yoluyla) almak zorundandırlar.
Tip 2 diyabet, insülinin etkisine karşı direnç gelişmesi ya da insülin duyarlığının azalması ile insülin sentezi ve salgılanmasının görece azalması ya da bazen tamamen ortadan kalkması ile ortaya çıkmaktadır.
Eğer bir kişinin kan şekeri düzeyi normalden yüksek olmasına karşın diyabet tanısı koymaya yeterli yükseklikte değilse bu durumda kişi pre-diyabetik (gizli şeker hastası) olarak tanımlanır.
Gebeliğe bağlı diyabet olarak bilinen gestasyonel diyabet pek çok açıdan tip 2 diyabetle benzerlikler gösterir. Bu hastalıkta da görece az insülin salgısı ve vücudun insüline verdiği yanıtın azalması söz konusudur. Tüm hamilelikler içinde %2-5 oranında görülür ve doğumdan sonra ortadan kaybolabilir. Gestasyonel diyabet tedavi edilebilir bir durumdur ancak tüm hamilelik süresi boyunca dikkatlice izlenmelidir
Bu belirtiler ile karşılaşıyorsanız mutlaka dahiliye hekiminize muayene olunuz.
Tip 1 diyabet için insülin enjeksiyonu kaçınılmazdır. Bunun yanında beslenme düzenine ve egzersiz uygulanmasına dikkat edilmelidir. Tip 2 diyabet için ise birinci basamak tedavi planında medikal beslenme tedavisi yani beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi, yaşam tarzının değiştirilmesi, egzersiz programlarının uygulamaya koyulması yer almaktadır. Eğer, bu tedavi planına uyulmasına rağmen kan şekeri normal sınırlar içinde tutulamazsa ilaç tedavisine başlanabilir. Ancak bazı Tip 2 diyabetlidiyabetliler kan şekeri düzeyini normal sınırlar içinde tutabilmek için insüline ihtiyaç duyulabilir. Bu durumlarda uygun dozda yapılan insülin enjeksiyonları ile tedavi desteklenir. Tip 2 diyabetin %80 oranında önlenebilir bir hastalık olduğu unutulmamalıdır.
Bir diyabet hastasının diyabeti yönetebilmesi için öğrenmesi gereken bilgiler aşağıdaki gibidir:
Diyabet eğitimi hastalığın yönetilmesinde oldukça önemli bir konudur. Yapılan bir çalışmada, insülin kullanan 197 diyabetik hasta, diyabet eğitimi alanlar ve almayanlar olarak gruplandırılarak hastaneye yatış açısından değerlendirilmiş. Diyabet eğitimi alan gruptan sadece 9 hasta hastaneye yatarken, diyabet eğitimi almayan gruptan ise 70 hasta hastaneye yattığı tespit edilmiştir. Hastalık eğitimin ne kadar önemli buradaki sayılardan da anlaşılmaktadır.
Ülkemizde 1998 yılında erişkin nüfusunun %7,2’si diyabetli iken 2010 yılında bu oran %13,7’ye ulaşmıştır. 12 yılda diyabet görülme sıklığı %90 oranında artmıştır. Bu durum ülkemizde diyabet konusundaki farkındalığın halen çok düşük olduğunu, ya da kişilerin diyabet konusunda duyarsız olduğunu ortaya koymaktadır. Bu da riskli kişilerin ve toplumun eğitiminin, yeni diyabet gelişmesi ile mücadelede ne kadar önemli bir role sahip olduğunu bize açık bir şekilde göstermektedir.
Blog yazımızı sonlandırırken, 14 Kasım Dünya Diyabet Gününden herkese sağlıklı günler diliyoruz.
15.07.2015 tarihli Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelik kapsamında tarafınıza Şirketimiz ile Şirketimizin ürün ve hizmetlerini tanıtmak veya pazarlamak amacıyla ticari elektronik ileti gönderilmesi için izniniz sorulmaktadır. İletişim izin tercihleriniz doğrultusunda, kimlik ve iletişim bilgileriniz; e-posta, telefon, posta veya SMS yoluyla ürün ve hizmetlerimizle ilgili sizlerle iletişime geçilmesi, reklam, tanıtım, etkinlik ve kampanyalarımız ile fırsatlarımız hakkında tarafınıza bilgi verilmesi, mobil uygulamalar üzerinden anlık olarak bildirim (push bildirim) gönderilmesi amaçlarıyla işlenecek ve bu kapsamda söz konusu ticari elektronik ileti gönderimlerinin yapılabilmesi için hizmet aldığımız üçüncü taraflarla paylaşılacaktır. Kimlik ve iletişim bilgilerinizin yukarıdaki amaçlarla işlenmesine onay vermek için ilgili kutucuğu işaretleyebilirsiniz. Dilediğiniz zaman ticari ileti gönderimini reddetme ve vermiş olduğunuz izni geri alma hakkına sahipsiniz.