Arama yapmak için en az 3 karakter girmelisiniz
Bağlanma stilleri, bireylerin erken çocukluk dönemlerinde geliştirdikleri ve yetişkinlikteki ilişkilerine yansıyan temel dinamiklerdir. Bu stiller, bireylerin kendilik duygularını, başkalarıyla ilişkilerini, strese uyum sağlama yollarını ve öz düzenleme örüntülerini belirlemede önemli rol oynamaktadır.
Bu bağlanma stiline sahip yetişkinler, başkalarının deneyimlerini rahatça hatırlayabilir, zorlu anıları tartışmalara dahil edebilir ve diğer insanların bakış açılarını empatiyle anlayabilirler. Duygusal yakınlık kurmak onlar için görece kolaydır ve başkalarına bağlı olma veya başkalarının kendilerine bağlı olma konusunda rahat hissederler. Güvenli bağlanan bireyler, genellikle güçlü duygusal desteklere sahip ailelerde büyüdükleri gözlemlenmiştir. Güvenli bağlanma, bireyin kendi duygusal ihtiyaçlarını ve partnerinin ihtiyaçlarını dengeli bir şekilde karşılayabilme yeteneğini artırır.
Bu bağlanma stiline sahip bireyler, ayrılığa karşı daha az duygusal tepki gösterirler ve çocukluk dönemindeki ilişkilerini nadiren hatırlarlar. Ayrıca, şimdiki yaşamlarındaki insanları idealize etme eğilimindedirler. Daha derine inildiğinde, ebeveynlerinin ihmalini veya reddini hatırlayabildikleri görülür. Güçlü ve bağımsız görünseler de, aslında erken dönem hayal kırıklıklarının üstesinden gelmek için içsel bir mücadele verirler. Güçlü görünmeyi bir gereklilik olarak görebilmektedirler. Birden fazla bakımverenin bulunduğu ortamlarda yetişen çocuklar, yabancılara veya ayrılığa çok az tepki gösterebilirler, bu davranışlarının çevrelerine uyum sağlama çabası olduğu düşünülmektedir (Johow ve Voland, 2014).
Kaygılı-kararsız bağlanma stiline sahip bireyler, ilişkilerindeki sorunlardan kendilerini sorumlu tutarlar ve ilk bakım verenlerini idealize ederler. İlişkilerde ve başkalarının onları nasıl algıladığı konusunda kaygılı ve endişeli olurlar. Geçmiş ilişkiler hakkında konuşmak onlar için zorlayıcıdır. Bu kişiler, son derece bağımlı kalabilecekleri ilk bakımverenle yoğun bir şekilde meşgul olurlar. Yetişkin ilişkilerinde yüksek düzeyde yakınlık ararlar ve genellikle oldukça bağımlıdırlar. Yaşam öyküleri, güvenilir olmayan ilişkilerine yardım ve destek sunarak uyum sağladıklarını gösterebilir.
Düzensiz bağlanma stiline sahip bireyler, başkalarına ilişkin tanımlarında dramatik dalgalanmalar yaşar ve geçmiş ilişkilerini hatırlamakta zorlanırlar. Bu bireylerin yaşam öykülerinde sıklıkla travma veya ebeveyn kaybı geçmişi bulunur ve bu travmaların kendi çocuklarına da yansıma olasılığı yüksektir. Yetişkinlik döneminde, düzensiz bağlanma stiline sahip bireyler, ilişkilerinde istikrarsızlık ve kaos yaşayabilirler. Duygusal olarak hızlı bir şekilde yoğun ilişkilere girebilirler, ancak sonrasında kolayca güvensizleşip geri çekilirler. Bu bireyler, travmatik deneyimlerinin etkisiyle ilişkilerinde sürekli bir tehdit algısı ve güvensizlik yaşayabilirler. Sonuç olarak bağlanma stillerinin bireylerin benlik algıları, tercihleri, iş hayatları, aile içi ilişkileri, otoriteyle ilişkileri, yakın ve romantik ilişkileri gibi birçok yaşamsal alanda önemli rol oynadığı anlaşılmıştır. Bağlanma stilleri, erken çocukluk yıllarında bakım verenlerle kurulan ilişki modellerinden kaynaklanır ve bireylerin hayatları boyunca kurdukları yakın ilişkilerde, aldıkları kararlarda, kendilerini ve diğerlerini algılama biçimlerinde, eğitim ve iş yaşamlarında, evliliklerinde ve daha pek çok alanda etkilerini gösterir. Güvenli bağlanma stiline sahip bireyler, diğer bağlanma stillerine sahip olanlara kıyasla daha sağlıklı ruhsal yapıya sahiptirler. Güvenli bağlanma stiline sahip olmayan bireyler ise, bağlanma stillerinden kaynaklanan çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalabilirler. Bu bağlamda, anne-baba tutumları ve ebeveynlerin bağlanma stilleri konusundaki farkındalıkları, hem bireylerin kişisel yaşamları hem de toplum sağlığı açısından büyük önem taşır. Bu nedenle, ebeveynlerin bu konuda bilinçlendirilmesi, onlara yönelik eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin sunulması son derece önemlidir. Anne-babaların çocuklarına güvenli bir bağlanma ortamı sağlamaları, çocukların duygusal ve sosyal gelişiminde kritik bir rol oynar. Ebeveynlerin bu konuda bilinçli olmaları, çocuklarının gelecekteki ilişkilerinde daha sağlıklı bireyler olmalarını destekler. Bu da toplumsal refah ve genel sağlığın iyileştirilmesine katkıda bulunur. Bu bağlamda, ailelere yönelik programlar ve destek hizmetlerinin artırılması, hem bireylerin hem de toplumun genel sağlığı için hayati öneme sahiptir.
15.07.2015 tarihli Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelik kapsamında tarafınıza Şirketimiz ile Şirketimizin ürün ve hizmetlerini tanıtmak veya pazarlamak amacıyla ticari elektronik ileti gönderilmesi için izniniz sorulmaktadır. İletişim izin tercihleriniz doğrultusunda, kimlik ve iletişim bilgileriniz; e-posta, telefon, posta veya SMS yoluyla ürün ve hizmetlerimizle ilgili sizlerle iletişime geçilmesi, reklam, tanıtım, etkinlik ve kampanyalarımız ile fırsatlarımız hakkında tarafınıza bilgi verilmesi, mobil uygulamalar üzerinden anlık olarak bildirim (push bildirim) gönderilmesi amaçlarıyla işlenecek ve bu kapsamda söz konusu ticari elektronik ileti gönderimlerinin yapılabilmesi için hizmet aldığımız üçüncü taraflarla paylaşılacaktır. Kimlik ve iletişim bilgilerinizin yukarıdaki amaçlarla işlenmesine onay vermek için ilgili kutucuğu işaretleyebilirsiniz. Dilediğiniz zaman ticari ileti gönderimini reddetme ve vermiş olduğunuz izni geri alma hakkına sahipsiniz.